06
Mar
Propolis Neden Su İle Çözülmeli?
Propolis Neden Su İle Çözülmeli?
Propolis, arıların bitki tomurcukları ve ağaç kabuklarından topladığı ve kovanlarındaki enfeksiyonlar...
₺569,90
20 adet stokta
* Bu sayfadaki bilgiler bir özettir ve bu ilaçla ilgili mevcut tüm bilgileri kapsaması amaçlanmamıştır. Olası tüm kullanımları, talimatları, önlemleri, ilaç etkileşimlerini veya yan etkileri kapsamaz ve sağlık uzmanınızın uzmanlığının ve yargısının yerini tutmaz.
Ürün Açıklaması, Kullanımı ve Muhafazası:
Ürünümüz ham maddesi Türkiye Arıcılar Birliğine kayıtlı arıcılardan temin edilmekte olup ithal propolis kullanılmamaktadır. Ürünümüzün hiçbir aşamasında (üretim, paketleme) çözücü olarak alkol veya alkol türevi olan hiçbir madde kullanılmamıştır. Ürünümüz sadece su ve propolisden oluşmakta olup elde edilen ekstrakt 7 yıllık bir AR-GE çalışması sonucu elde edilmiştir. GİMDES Sertifkalıdır.
Ürün içerisinde uçucu etken maddeler olduğundan Mutlaka buzdolabında muhafaza edilmelidir. (soğukta)
Ağzının kullanımdan sonra mutlaka sıkı kapatılması gerekir.
Yarım bardak oda sıcaklığındaki su içerisine belirtilen miktarda konulduktan sonra içilmelidir.
Aç olarak alınması emilim ve vücutta etki açısından daha iyidir.
Önerilen alım şekli su olup, su ile alınmakta zorlanıldığında meyve suyu süt ve sıvı içecekler ile de alına bilir.
İçerik Maddesi | İçerik Miktarı | % BRD* |
---|---|---|
Saf Propolis | % 35 | 0,0540 gr |
Saf Su | % 65 |
*BRD – Besin Referans Değeri, µg – mikrogram, mg – miligram, IU – Uluslararası Birimler.
Propolis bal arılarının ağaç kabuklarından,yapraklarından ve bitki salgılarından elde ettikleri;
Antibakteriyal, Antiviral, Antitümör, Antifungal ve Antioksidan özelliklere sahip bir maddedir.
Propolisin İnsan Sağlığı İçin Önemi:
Propolisin, immün sistemi uyararak hastalıklara karşı vücudun tabiî direncinin artmasına ve vücudun kuvvetlenmesine vesile olur.
Başlıca etkileri arasında mikroptan arındırıcı, mantarlara karşı koruyucu, bakteri üremesini durdurucu, kas gevşetici, iltihap giderici, sinir hassasiyetini azaltıcı ve oksitlenmeyi veya moleküllerdeki bozulmayı engelleyici özellikleri sayılabilir.
Propolisin ayrıca yaraların iyileştirilmesinde, dokuların yenilenmesinde faydalı olduğu, yanıkların tedavisinde, nörodermatitlerde, bacak ülserlerinde, sedef hastalığında, genitalis gibi cinsî rahatsızlıklarda kullanılmaktadır.
Bunun yanında romatizma ve mafsal burkulması durumlarında tedavi edici olarak, ağız yıkama preparatlarının içine katılarak, diş macunu olarak, ağız iltihaplarının ve diş etlerinin tedavisinde kullanılır.
Kozmetik ürünlerde ve ilâçlarda, diş aralarını temizlemeye yarayan mumlu iplik yapımında kullanılır.
Propolisin yapısında, yaklaşık;
% 55 oranında reçineli bileşikler ve balsamlar,
% 30 oranında balmumu,
% 10 oranında aromatik yağlar ve
% 5 oranında arı poleni bulunmaktadır.
% 5’lik kısmında, aminoasitler, vitaminler ve en önemli olarak tanımlayabileceğimiz antibiyotik içeriğini bünyesine alan flavanoidler, organik bileşikler ve mineral maddeler bulunmaktadır.
Propolis örneklerinde bitkisel kaynağa bağlı olarak saptanan maddeler:
Propoliste ki Bazı Bileşiklerin Farmakolojik Aktiviteleri
Propolis içerisindeki farmakolojik olarak etkili en önemli bileşikler flavonoid grubu bileşikler, çeşitli fenolik ve aromatiklerdir.
Flavonoidler; anti-mikrobiyal (Ghisalberti, 1979), ateş düşürücü (Ravina, 1969), anti-oxidant, kılcal damarların geçirgenliği (Szent- Györgyi, 1936), anti-haemorrhage.
Krizin; Tümör hücresel toksisite (Hladon et al., 1987), Anti-Helicobacter pylori (Itoh et al.,1994)
Apigenin; gastrik ülserin iyileştirilmesi (The hive and the honey bee,1992)
Acacetin; ateş düşürücü (Bankova et al., 1983)
Kaempferide; Spazmolitik (The hive and the Honey bee, 1992),
Anti-Mycobacterium phlei, mikroorganizmaların asit direncine karşı,
Ermanin; Anti-mikotik,
Galangin; Bacteriostatik aktivite (Villanueva et al., 1964; Pepeljnjak, 1982), Anti-mikrobiyal ve anti-mikotik (Metzner et al.,1979), Anti-Helicobacter pylori (Itoh et al.,1994),
Pinochembrin; Bacteriostatik aktivite (Villanueva et al., 1970), Anti-küf (Miyakado et al., 1976), Anti-Blastomycetes (Metzner et al., 1977), Anti-mikrobiyal ve anti-mikotik,
in vitro ve harici kullanım (Metzner at al., 1979), Anti-Candida (Metzner and Schneidewind, 1978), Lokal anaestetik (Paintz and Metzner, 1979), Anti-Helicobacter pylori (Itoh et al., 1994),
Pinobanksin; Anti-mikrobiyal ve anti-mikotik (Metzner at al., 1979),
Pinostrobin; Local anaestetik (Paintz and Metzner, 1979)
Dihydroxyflavanoids; kılcal damarların güçlendirilmesi (The hive and the Honey bee, 1992),
Pectolinaringenin; Spazmolitik (The hive and the Honey bee, 1992),
Luteolin; Anti-viral (König and Dustmann, 1985), gastrik ülserin iyileştirilmesi (The hive and the Honey bee, 1992),
Artepillin C; Anti-tumoral etki,
Eriodictyol; kalp yetmezliğini iyileştirici etki, akut kalp yetmezliğini önleyici etki,
Ferulic acid; Anti-bakteriyel etki (gram-positiv ve gram-negativ mikroorganizmalar) (Villanueva et al., 1970), Agglutinant etki, Collagenik etki
Isoferulic acid; Anti-Staphylococcus aureus (Metisiline dirençli bir bakteri)
Benzoik acid; Bacteriostatik ve bakterisit etki (Janes and Bumba, 1978), Balzamik ve Antiseptik (Vanhaelen and Vanhaelen-Fastre, 1992),
Cinnamic acid; Anti-Staphyloccocus aureus
Isopentyl ferulate; Anti-influensa virus A/Hong Kong (H3N2) in vitro, hemagglutininlerin in vivo üretiminin inhibe edilmesi
Caffeic acid; Anti-viral (Konig and Dustmann, 1985), bazı gram-positiv ve gram-negativ mikroorganizmalar üzerine Anti-bakteriyel aktivite (Villanuueva et al., 1970; Cizmarik and Matel, 1970,1973), ateş düşürücü (Bankova et al., 1983), Anti-tumoral aktivite
Methyl caffeate; Tümör sitotoksisitesi veya inhibisyonu (Inayama et al)
Methyl caffeate; Tümör sitotoksisitesi veya inhibisyonu (Inayama et al., 1984; Grunberger et al., 1988)
Clerodan diterpenoid; Anti-tumoral aktivite, Anti-bakteriyel
Etheric oils ; Anti-mikrobiyel aktivite
Bisabolol; ateş düşürücü
Arjinin ;Doku yenileyici
Quercetin; kılcal damarların güçlendirilmesi (Budavari, 1989), Anti-tumoral aktivite (Tetsuya Matsuno, 1991), Spazmolitik (The hive and the Honey bee, 1992)
Propolisin, immün sistemi uyararak hastalıklara karşı vücudun tabiî direncinin artmasına ve vücudun kuvvetlenmesine vesile olur.
Başlıca etkileri arasında mikroptan arındırıcı, mantarlara karşı koruyucu, bakteri üremesini durdurucu, kas gevşetici, iltihap giderici, sinir hassasiyetini azaltıcı ve oksitlenmeyi veya moleküllerdeki bozulmayı engelleyici özellikleri sayılabilir.
Propolisin ayrıca yaraların iyileştirilmesinde, dokuların yenilenmesinde faydalı olduğu, yanıkların tedavisinde, nörodermatitlerde, bacak ülserlerinde, sedef hastalığında, genitalis gibi cinsî rahatsızlıklarda kullanılmaktadır.
Bunun yanında romatizma ve mafsal burkulması durumlarında tedavi edici olarak, ağız yıkama preparatlarının içine katılarak, diş macunu olarak, ağız iltihaplarının ve diş etlerinin tedavisinde kullanılır.
Propolisin güçlü antimikrobiyal ve doğal antibiyotik özelliklere sahiptir.
Propolis, 21 tür bakteri üzerinde, 9 tür mantar üzerinde, 3 protozoa türü üzerinde ve geniş yelpazeli virüsler üzerinde inhibitör etkisi vardır.
Bunların dışında ayrıca propolisin geniş ölçüde tedavi edici özellikleri şunlardır;
-Antikanser etki,
-Antioksidan etkisi,
-Yara kapama ve doku tamir etkileri,
-Sindirim sistemi etkileri,
-Deri enfeksiyonları etkisi,
-Anti-inflamatory etki,
-Anastezik etki,
-Bağışıklık sistemi etkileri,
-Kalp-damar sistemi etkileri
-Diş sağlığı etkisidir
Propolis içerisindeki flavonoid seviyesinin yüksek olmasından dolayı, bu ürün insanlarda oksijen radikallerine karşı yakalayıcı olarak görev görür.
Ayrıca ilginç olarak vitamin C’nin okside olarak zarar görmesini engeller.
Propolis ve propolisli ürünlerin kontaminasyon ve kısa raf ömürlülüğü gibi problemleri yoktur.
Bu durum propolisin antioksidan ve antimikrobiyal özelliklerinden kaynaklıdır.
Bileşik Etkiler (Sinerjik Etki)
Propolisin tedavi edici özellikleri üzerine yapılan çalışmaların çoğu içerdiği fenolik bileşenler üzerine yoğunlaşmıştır (Flavonoidler ve kafeik asit esterleri gibi fenolik bileşikler).
Araştırmalar, propolisin içerdiği aktif bileşeni izole edip etkisini test etme üzerinedir. Fakat, propolis de çok sayıda bileşen bulunması nedeniyle oluşan bileşik etki (sinerjik etki), her bir bileşenin tek başına oluşturduğu etkilerin toplamından daha fazladır.
Çalışmalar, propoliste bulunan flavonoidlerin etkili anti-bakteriyal aktiviteye sahip olduğunu göstermiştir, fakat izole edilip ayrılan flavonoidler, propolis ekstraktına göre daha düşük aktivite göstermiştir.
Propolisin, bazı antibiyotiklerle bileşik etki gösterdiği gözlenmiştir. Bazı durumlarda, bakteri ve maya üzerindeki etkileri 100 kat artmıştır. Antibiyotik dirençli Staphylococcus ırklarında, propolis ile birlikte alınan antibiyotiklerin, bu direnci kırdıkları sonucuna varılmıştır.
Propolis ekstraktının karaciğer ve mesanedeki kanserli hücreleri dönüşüme uğrattığı ve gelişmelerini önlediği bulunmuştur. Bu hücre öldürücü etkiyi sağlayan maddeler, propolisten izole edilen quercetin, kafeik asit ve clerodane diterpenoiddir.
Clerodane diterpenoid, tümör hücrelerine karşı seçici öldürücü etki gösterir. Ayrıca, göğüs, cilt, kolon ve böbrek kanseri hücreleri gibi insan ve hayvan tümör hücre kültürleri üzerinde öldürücü etkisi vardır. Bu etkileri oluşturan bileşen kafeik asit fenetil ester’dir.
Propolisden izole edilen Artepillin C, insan mide kanseri hücreleri, insan gırtlak kanseri hücreleri ve fare kolon kanseri hücreleri üzerinde hücre öldürücü etki yapmaktadır.
Kafeik asit esterlerinin de farelerde tümör oluşumunu kimyasal olarak engellediği belirlendi. Bu etki, kanserli hücrelerin gelişimini sağlayan genler üzerindeki seçici toksik etki ile gerçekleşmektedir.
Propolis içerisinde yoğun olarak bulunan flavonoidler, çok güçlü antioksidanlardır.
Antioksidanlar, serbest radikalleri sönümleme (tutma) özelliğine sahiptirler, böylece lipidleri korurlar ve C vitamini gibi diğer bileşiklerin oksitlenmesini ve yıkılmasını engellerler.
Aktif serbest radikaller, diğer faktörlerle birlikte, kalp damar rahatsızlıklarında, romatizma, kanser, diabet, Parkinson ve Alzheimer hastalıklarında hücre yaşlanmasından sorumludurlar. Oksidatif yıkım, karaciğer fonksiyonlarının azalmasına sebep olur.
Sıçanlar üzerinde yapılan deneyler, propolis ekstraktının karaciğer hücrelerini yıkıma karşı koruduğunu gösterdi.
Propolisin yanık yaralarının iyileşmesi için çeşitli enzim sistemlerini, hücre metabolizmasını, sirkülasyonu ve kolajen oluşumunu tetiklediği gözlendi.
Bu etkiler propolisde bulunan arjininden kaynaklanmaktadır.
Yara Tedavisi ve Doku Yenilenmesi
23–98 yaş arası tipik açık yarası bulunan 64 hastaya propolis içeren merhemler uygulandı. Yaralı bölgeye hergün propolis içeren merhem uygulanmış, ayrıca yara çevresine antibiyotik merhemler sürülmüştür. Bu uygulama 4–12 hafta sonunda hastalarda ise önemli gelişmeler gözlenmiştir. Propolis, yaraları enfekte olmuş hastalara uygulandığında, iyileşme hızının arttığı ve aynı zamanda enfeksiyonun azaldığı gözlenmiştir.
Propolisin yaralar ve yanıklar üzerindeki etkileriyle ilgili çalışmalar sonucunda, kontrol denekleriyle karşılaştırıldığında, iyileşme hızının % 80 attığı gözlenmiştir. Yanık, temiz yara ve enfekte olmuş yarası olan 229 hastaya % 2 ve % 8 propolis içeren krem uygulanmıştır. Yara ve yanıklara uygulanan düşük konsantrasyonlu krem ortalama 11 günde, iltihaplı yaralara 11 günde, enfekte olmuş yaraların % 67 sine ise ortalama 38 günde iyileştirici etki göstermişti
Propolisin, mide ülserini önlediği ortaya kondu. Bu etki de propolisin flavonoid bileşenlerinden dolayıdır.
Sindirim Sistemi Rahatsızlıkları
Bağırsak paraziti şikayeti olan 138 hastaya % 10-20’lik propolis ekstraktı uygulanmıştır. Çocuklarda düşük dozun tedavi edici etkisi olduğu gözlenmiştir. Yetişkinlerde ise % 20 lik propolis ekstraktının, tinidazol ve anti protozoa ilaçlarıyla aynı dozda etki gösterdiği bulunmuştur. Propolis, Danimarka’da ülser ve Crohn hastaları üzerinde denenmiştir. Propolis ekstraktının ülser üzerinde etkili olduğu fakat Crohn hastalığına (Kronik ve iltihabi bağırsak hastalığı) etkisi olmadığı bulunmuştur.
Propolisin diğer bir özelliği bağışıklığı artırıcı özelliğidir. Propolis, doğal, salgı bezlerini aktive eden geniş spektrumlu antibiyotiktir.
Fareler üzerinde yapılan deneylerde propolisin Bağışıklık Sistemini tetiklediği belirlenmiştir. Yakın zamanda Japon araştırmacılar, propolis ekstraktının, insanda, bağışıklık fonksiyonlarına bağlı olarak makrofaj aktivasyonu sağladığını göstermişlerdir.
Bu sonuçlar propolisin anti-tümör etkisini açıklamaya büyük ölçüde yardımcı olur. Bir çalışma da farelerde, antikor üreten dalak hücrelerinde, kontrol hücrelerine göre 3 kat daha fazla antikor üretildiği bulundu. 24 saat sonra enjekte edilen 2. doz sonrasında etki daha da artmış, fakat daha ileriki dozlarda etki azalmıştır.
Propolisin, bunların yanında, HIV–1 replikasyonunu (Aids virüsü) engellediği ve immün tepkileri düzenlediği belirlenmiştir.
Propolis, anti-HIV–1 ve immün sistemi düzenleyici etkileri olan, toksik olmayan doğal bir üründür.
Bağışıklık Sistemi Bozuklukları
Bağışıklık sistemi bozukluğu olan iki hastaya propolis, esberitox N ve kalsiyum- Magnezyum kombinasyonu uygulanmış ve bağışıklık sisteminde ve klinik durumlarında olumlu gelişmeler elde edilmiştir.
Orsolic ve arkadaşlarının 2002 yılında propolisin suda çözünebilen bir türevinin (WSDP) meme kanseri üzerine yaptıkları bir araştırmada kanserli hücre verilen farelerde propolis uygulamasıyla tümör oluşumunu azaldığı görülmüştür. Bunun da bağışıklık hücrelerinin aktivitesini artırarak diğer bir ifade ile antitümör direncin arttırılmasıyla meydana geldiğini öne sürmüşlerdir.
Diş çürümesine neden olan Sobrinus bakterisine karşı yapılan bir çalışmada, suyla karıştırılmış propolis ekstraktı verildiğinde, yarısından fazlasında diş çürümelerinin azaldığı gözlenmiştir. Deneysel çalışma sırasında, propolis ekstraktının farelerin gelişimi üzerinde hiçbir toksik etki göstermediği bulunmuştur. Ayrıca, propolis dişeti iltihabı ve plak oluşumunda yardımcı uygulama olarak etkili olmuştur. % 50’lik propolis ekstraktının diş çürüklerinde antiseptik etkisi olduğu da bulunmuştur. Ayrıca, propolisin, ağızda yaşayan çok sayıdaki bakteriyel organizmanın yaşamasını engellediği de bilinmektedir.
Diş Uygulamaları
Propolisin plak oluşumu ve dişeti iltihabı üzerindeki etkilerini incelendi oral hijyeni
sağlamada yardımcı uygulama olarak faydalı olduğu görüldü.
Klinik çalışmalar, propolis ağız yıkama çözeltisinin (1:5 su ile seyreltilmiş) diş eti kanaması ve periodontal rahatsızlıklarda önemli gelişme sağladığını gösterdi.
Yoğunlaştırılmış propolis ekstraktının, kan basıncını düşürdüğü, sakinleştirici etki yarattığı ve serum glikoz oluşumunu sağladığı görüldü. Propolisde bulunan dihidroflavanoidlerin kılcalları kuvvetlendirdiği ve antihiperlipidemik aktivite oluşturduğu görüldü. Ayrıca, propolisin, karaciğeri alkole ve tetraklorüre karşı koruduğu belirlendi.
Klinik deneyler, insanlarda grip rahatsızlığına karşı koruyucu etki gösterdiğini ortaya koydu.
Deri hastalıkları geçiren hastalardaki klinik deneylerde, propolis kreminin uçuk tip 1 ve uçuk Zona Zoster virüslerine karşı belirgin tedavi edici özellikte olduğu gözlendi.
Propolisin (%1–10) klinik uygulamalarında 10 yüzeysel mantara ve 9 derinde yetişen mantara karşı etkili sonuçlar elde edilmiştir. 160 sedef hastasına 3 ay boyunca, günde 3 kez 0,3 g propolis verilmiş ve üçte birinin iyileştiği ya da tamamen kaybolduğu bulunmuştur.
110 mantar hastasına %50’lik propolis merhem olarak uygulanmış ve hastaların 97’sinde mükemmel sonuçlar alındı.
İç kulak iltihabı, dış kulak iltihabı ve benzer kulak rahatsızlığı olan 126 hasta üzerinde propolis çözeltileri denenmiştir. Bütün rahatsızlıklar için propolisin iyileştirici etkisi olduğu belirtilmiştir (Matel ve ark. 1973). Propolis ayrıca kulaktaki akut rahatsızlıklara karşı da pozitif etki göstermiştir.
Aseptik necrosis hastası olan 22 hastaya düzenli olarak propolis enjekte edilmiş, 32 hastaya ise aynı şartlarda normal tedavi uygulanmıştır. Propolis tedavisi uygulanan hastalarda diğerlerine göre belirgin gelişmeler gözlenmiştir. Vajina ve uterus iltihaplanması şikayeti olan 90 hastaya % 3’lük propolis etanol ekstraktı uygulanmış ve % 50’den fazlasında olumlu gelişmeler sağlanmıştır.
Hipertansiyon, damar tıkanıklığı koroner kalp rahatsızlığı olan 45 hastaya 30 gün boyunca günde 3 defa 300 mg propolis vermiştir. Bu süre sonunda hastaların kolesterol düzeylerinde belirgin düşüşler gözlenmiştir (Lian Yun Gang’ın Worker’s hastanesinde Dr. Fang Zhu’nun çalışmaları).
Enzimleri bloke eden prostaglandinleri ortadan kaldırarak, Prostaglandinler tarafından ortaya çıkan ağrı ve ateş propolis tarafından ortadan kaldırılmıştır. Propolis, aspirin ile aynı enzimleri bloke etmektedir fakat aspirinin yan etkilerini göstermemektedir. Propolisin enzim bloke edici ve prostaglandin inhibe edici etkisi, ağız ve boğaz için de faydalıdır. Mesela, diş eti kanaması ve doku zedelenmesi ağız sağlığı için en büyük problemlerden birisidir. İltihaplanma ve kanama, diş yapısında zayıflamaya ve diş kaybına neden olur. Fakat propolis, bazı spesifik enzimleri bloke ederek, prostaglandin oluşumunu engeller, iltihaplanma ve diş eti kanamasını önler.
Propolisin faydalarından bir diğeri ise, protein metabolizmasını düzenlemesidir. Saraybosna Radyoloji Enstitüsü’nden bazı fizikçiler radyasyon alan hastalardaki bazı proteinler üzerinde çalışmışlardır. Bu hastalar, düzensiz protein metabolizması ya da X ışınları nedeniyle karaciğer rahatsızlığı bulunan hastalardır. Bu hastalara iki ay boyunca propolis verilmiştir. Diğer grup hastalara ise placebo ilacı verilmiştir. İki ay sonunda, propolis verilen hastaların çoğunda iyileşme, gözlenmiştir. Placebo ilacı verilen hastalarda ise hiçbir gelişme gözlenmemiştir.
Hafta İçi 15:00 a kadar verilen siparişler aynı gün kargoya verilir ancak 15:00 dan sonra verilen siparişler ertesi gün kargoya verilir
No account yet?
Create an Account
Değerlendirmeler
Clear filtersHenüz değerlendirme yapılmadı.